TÜRK SPORUNDA BEKLEYEN PROJELER
Soru: Türk Futbolunda sıkıntılı bir süreç yaşanıyor. Sizce bu süreçte nasıl projeler üretilmeli ve sizin bu konuda öngörülerinizi geçmişte yaşadığınız tecrübelerle değerlendirerek bu süreçten çıkış hakkında neler söyleyebilirsiniz?
B.U: Önce sorunları ortaya doğru koymak lazım. Sporcuların en büyük sorunlarından birisi vatani görevlerini yerine getirme çağlarıdır. Milli olan sporcularda askerlik yaşının 38’e diğer profesyonel sporcularda ise 36’ya çıkartılması gerekir. Liglerimizin diğer kademelerinde özellikle de futbolcunun yetiştiği kendini gösterdiği 3.Ligler de böyle bir uygulama ya dahil edilmelidir. Futbol her ne kadar bir spor müsabakası da olsa bu işin içindeki insanların mesleğidir. 3.liglerde geleceğin gençlerini yetiştirme adına bu liginde askerlik yasasına dahil edilmesi, sezon içerisinde en az 500 dk yada daha fazla forma giyme mecburiyeti getirilmesi bu sorunu çözmede yardımcı olur düşüncesindeyim.
Diğer bir konu da sporcuların sağlık sigortasının sözleşme bedelinin %3 kesilerek ailesini kapsayacak şekilde sağlık sigortaları yapılmalıdır. Sporcuların hayat sigortalarının sözleşmelerinden %7 kesilerek emeklilik hayat sigortası yapılması ve 45 yaşından sonra emeklilik maaşı alabilmesinin sağlanmalıdır.
Yine sporculara yönelik Antalya, İzmir gibi bölgelerde huzur evi yapılması da düşünülmelidir.
Nüfusun yoğun olarak yaşadığı (Ankara, İzmir, İstanbul, Diyarbakır ) bölgelerde sporcu sağlık hastanelerinin kurulması sorunun çözümünde faydalı olur.
Üstelik İspanya ve Almanya gibi futbolda söz sahibi ülkelerin milyar Euro’luk finansman desteklerini düşündüğünüzde başarılarının sırrı ortaya çıkacaktır.
Alt yapının bir sorunu da yeterli ve kalifiye teknik direktörler olmayışı. Ayrıca federasyonun alt yapıdaki her kulübe PRO lisanslı hoca tahsis etmesi ve maaşın da federasyon tarafından ödenmesi gerekir.
Kulüplerin tüm gelirleri banka yoluyla yapılması ve kulüp mali kurulunda planlamadan fazla harcama yaptığında o yönetimi sorumlu tutacak mali gelir gider kanunun çıkarılması gerekmektedir.
Spor kültürümüzün gelişmesi için belediye parklarımızda BESYO öğrencileri tarafından spor yapan kişilere bilinçli spor yapmaları sağlanabilir. Bu vesileyle hem sağlıklı nesil yetişmesinde destek olacaklardır eğitim masraflarını da kazanmış olup parklar da daha güvenli alanlar olmuş olacaktır.
Delege seçim sistemini Süper Lig ve PTT Lig başkan ve yardımcıları ile birlikte 5 yönetici, Süper Lig şampiyonluk sayısı kadar ekstra delege elde etmesi, 2.ve 3. Lig başkanları antrenör derneği yönetimleri, sporcu derneği yönetimleri,GSGM her ilin müdürleri, spor gazetecileri derneği,10 kez A milli olmuş sporcular, eski federasyon başkanları diyerek çoğaltılıp delegasyonu kanunlaştırmak gerekmektedir.
Bir tek bizler değiliz bu yapının parçası olanlar futbolun emektarları sadece futbolcular yada teknik direktörler değil hakeminden futbolcusuna malzemecisinden masörüne lojistik destek sağlayan dan taşımacısına kadar bir çok insan bu alanda emek veriyor. Spor kulübü çalışanlarının SGK primlerini kulüp tarafından yatırılması, sendikalaşması gerekmektedir.
Soru: Bir çok kez büyük organizasyonlara aday olan ülkemizin bazı nedenlerle bu projelere katılımı sağlanamıyor.İlerisi için daha büyük organizasyonlarda yer alabilmesi için neler yapılabilir?
B.U: Proje bankası oluşturularak Türk futbolunun Olimpiyat ve dünya kupası için proje ve reformların gözden geçirilerek atılım yapılacak şekilde harekete geçirilmesi,daha önce bu organizasyonlara ev sahipliği yapmış ülkelere üst düzeyde ziyaret ve fikir alışverişi yapılması tecrübelerinden faydalanılması gerekmektedir. Futbol da her şeyiyle bütünlük ve bilgi arz etmediği sürece başarılı olamıyorsunuz.
Devlette yaptırımlara ve yatırımlara destek olmalıdır ki Türkiye Dünya ve Avrupa kupasında şampiyonluklar kazanabilsin.Başa gelen hocalar veya yöneticilerin icraat yapma zamanıdır.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan gibi sporu seven,spordan gelen bir devlet adamı varken stadyumlardan,tesisleşmeye,vergi borçlarından kurtulmasına kadar bu fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekmektedir ki bütün kulüplerimizi sürüklendikleri borç bataklığından kurtarabilelim.
Kocaeli, Sakarya, Malatya,Ankaragüçü, Diyarbakır gibi yılların güzide kulüpleri ile 5 Büyüklerimiz bir daha sıkıntılar yaşamasın ve Türk Futbolu bu sıkıntılarla yüz yüze gelmesin. Yeni yıldızları, gençleri yetiştirsinler futbolumuza daha nice yıldızları kazandırsınlar.
Soru: Ekonomik anlamda ciddi bir kazanım söz konusu ancak sık sık gündeme getirilen diğer bir konu ise vergilendirme. Eşit ve adil bir vergilendirme olmadığı yazılıyor çiziliyor sizce sağlıklı bir vergilendirme oluyor mu yada nasıl olmalı?
B.U: Hiçbir sporcu, teknik direktör vergi vermem demiyor demez de. Ancak yasal düzenlemelerin eksik ve yetersiz oluşu bu sorunu gündeme getiriyor.Bence sporcuların kazançlarından %25, Teknik Direktörlerin %30 oranında vergilerini kendileri verecek şekilde yapılandırılması, vergi numarası bağlanması bu sorunu ortadan kaldıracaktır. Bununla birlikte aynı şekilde bulundukları ülke’nin değil vatandaşı oldukları ülkelerin vergi sistemlerine tabi olan yabancı futbolculardan da %15 vergi kesilmesi eşitlik ve adalet ilkesine uyacaktır diye düşünüyorum.
Soru: Hakem camiası hakkında da düşüncelerinizi ve fikirlerinizi almak istiyorum.Neler söylemek istersiniz.
B.U: Türkiye'de hakem denince nedense maç sonrası akıllara geliyor. Onları ancak maçların bitiminde övüyor yada eleştiriyoruz. Eleştirdiğimizde onları bu sürece getiren faktörlerin neler olduğunu ortaya koymuyoruz. Hakemlerin geleceği olan profesyonelliğe bir an önce geçilmelidir. Nasıl kulüpler futbolculara, hocalara yatırım yapıp da karşılığını istiyorlarsa hakemlerde bundan farklı olmamalı.Hakemlerin yarı profesyonel olması ve SGK kapsamına alınması önemlidir. İyi yönettikleri maçların primleri olması ve hakemlik kurumunun bağımsız bir kurum haline getirilmesi, her ay maaş olarak 15 bin TL alması, hakem antrenörlerin olması gerekmektedir. Saydığım kriterlerle de hakemler hem hakkını verirler hem de hak ettiklerini alırlar ve hakkaniyetle de maç yönetirler. Futbolcu milyonlar alacak biz hocalar keza öyle adalet dağıtanlara da 2 bin lirayla adalet dağıtmasını bekleyeceğiz. Ancak kendimizi kandırırız. Sonra çıkar onlar sorumludur deriz. Sadece Cüneyt Çakırla gururlanırız. 7 senedir söylediğim projelerin hayata geçirilmesi çoktan gelmiş ve geçmiştir.Yıllarca projelerden bahsettim hatta Zekeriya Alp’e mektup yazdım. Kimi başkanlar sitem etti kimisi federasyon başkanına şikayet etti sporun kalkınmasını isteyen başkanlarda tebrik etti . Bu projeler tüm dünyada hayata geçmeye başladı ama bizde dizginler elden gider diye sırt çeviriyoruz bir an önce kanunlaştırmalıyız. Çünkü sporun gelişmesi için bu şart yoksa elimizden bu zevki sefalar alınır diye korkan bir yapının parçası gibi hareket etmeye devam ederiz.
Soru: Tesisleşme ve projelendirme de sizce tesisler ihtiyaçlara cevap verebiliyor mu? Kısıtlı olan maddi imkanlar yeterince ekonomik kullanılabiliyor mu?
B.U: Bence tesis yapımında yaşanan sorunlardan bir tanesi gelişigüzel ve bilinçsizce yapılan projeler. Usulsüz harcamalar, şişirilmiş faturalarla para aktarımının durdurulması adına federasyon kendi bünyesinde mühendis ve mimar alarak tesis yaptırmak isteyen kulüpler için proje çizdirip takip edilmesini sağlamalı ve devam eden projelerin de bir an önce bitirilmesi gerekir.
Soru: Bir çok kulübümüzün şu anda çok fazla vergi ve SGK borçları var bu durum nasıl aşılabilir?
B.U: Devletimiz bu işe el atmalı. Şu anda 3.lig ve 2. Lig de % 90, PTT 1. Lig ve süper lig de %80 vergi borçlarının devlet tarafından sıfırlanıp geri kalanının 1 yıllık süre içerisinde yatırılma şartı getirilmesi kulüplerin vergi borcundan kurtulması sağlanmalıdır.
Sporcular vergilerini kendi ödeyeceği için artık vergilerin otomatik olarak ödenmesi sağlanmış olur. Bazen sahada çalışan insanlar masa başında proje üretenlere göre daha avantajlı oluyorlar.
Devlette yaptırımlara ve yatırımlara destek olmalıdır ki kanunlar çıkarmalıdır ki Türkiye Dünya ve Avrupa kupasında şampiyonluklar kazanabilsin.
Biz sporcular ve spor adamları, spor için doğmuş, yaşamış, yoğrulmuş, başarmış insanlarız. Türkiye’de maalesef bir çok yönetici bizim fikirlerimize saygı duymadan kendi bildiklerinin doğru olduğunu iddia ederek yönettiler.
Türk sporunun son portresini çıkarttığınızda neyi nasıl ve ne kadar yanlış yönettiklerini görebilirsiniz. Hepsi borç batağında ve batma noktasına gelmiş durumdalar. TV yayınlarından, reklamlardan, hasılattan gelen paralara rağmen kötü yönetimleri devam ediyor ve her geçen gün daha kötüye gidiyor maalesef.
Rahmetli Hasan Doğan ilk ziyaretini Sivasspor'a yaptığında kendisine Mecnun başkanla Riva’da yapılan tesislerin avam projesini sunmuştuk.Tek isteğim böyle bir tesis kazandırmanız olur başkanım demiştim.
İstanbul a döner dönmez Riva tesisleriyle alakalı çalışma başlattı sonucun da süper tesis kazandırdı Allah CC. mekanını cennet etsin inşallah.
Soru: Türkiye de futbolun gelişiminde futbol okullarımı yoksa sokak futbolumu önemlidir?
B.U: Birinde pozisyon almayı, markaj yapmayı, kademeye girmeyi öğrenirsin diğerinde yeteneğini asice özgürce sergilemeyi, stadta göreceğin baskıyı kaldırmayı maçın yıldızı olman gerektiğini öğrenirsin. Birinde dini eğitimleri, ilke ve inkılapları, yemek yemeyi diğerinde taştan ekmeğini çıkarmayı, kavga etmeyi kazanmak için savaşmayı öğrenirsin. Futbolun doğasında mektepli de olmak lazım sokakta eğitim almış olmak ta.
Soru: Yedek kulübelerinde hangi tür yönetici bulunmalıdır sizce?
B.U: Bir hoca takımın başında maça çıktığında aklında soru işaretleri, geride bıraktığı düşünceleri olmamalı. Kendimizi ve takımımızı her yönüyle tam ve eksiksiz hissetmeliyiz. Bunu hemen hemen tüm hocalar düşünmüştür. Bence tüm kulüplere yedek kulübesi içinde spor akademisi veya spor yönetimi mezunu spor yöneticisi bulundurulması zorunluluğun getirilmesi, en az bir kişisel iletişim uzmanının da bulundurulması gerekir diye düşünmüşümdür hep.
Soru: Siz genelde zor durumdaki takımlara kurtarıcı olarak geliyorsunuz. Bir şekilde sıkıntıya düşmüş, düşme potasında yada tehlikeli bir durumda olan takımları çalıştırdığınızı görüyoruz. Ancak daha sonra hedefleriniz oldukça büyüyor bu bir özgüven mi yoksa takıma özgüven aşılama tekniği mi?
B. U: Tabi zor durumda ki takımlarla çalışmış olmak çözüm üretme noktasında fayda sağlıyor ve her zaman krizdeki takımları çalıştırmış olmak bana inanılmaz tecrübe kazandırıyor. Nerede hata yapılıp nasıl bu duruma düştüklerini araştırdığımız zaman hem takım kazanıyor hem de ben tecrübe kazanıyorum. Bu nedenle futbolculuk dönemimde de takım kilitlendiğinde durakladığında o sıkışıklığı açmak rolünü üstlenirdim. Bu yapımda var demekki. Entropi oluşumunu çözmek keyif veriyor bana. Futbolculuk zamanın da hep krizlerin içinde çözen rolünde olmamın da sebebi budur . Sadece teknik anlamda değil takım içerisinde de kriz çıktığında parasal anlamda da sıkıntıya düştüğünde çözüm üreten rolündeydim. Çözüm noktasında sizin elinizi güçlendiren bir konu ise yıldız ve profesyonel futbolcularla çalışmış olmaktır. Bu konuda şanslıyım çünkü Servet Çetin, Tuncay Şanlı, Mehmet Yıldız gibi karakterli futbolcularla beraber çalıştım. Başarının devamlılığını sağlayabilmek için sadece bir teknik direktör olarak değil bir ağabey bir taktisyen, bir analizci de olmak zorundasınız.
Soru: Teknoloji gelişiyor futbol artık hem aklın,hem teknolojinin, hem de duyguların eseri. Siz bu anlamda farklılığınızı ne şekilde ortaya koyuyorsunuz?
B.U: Terazinin bir kefesine aklımı ve cesaretimi diğer tarafına ise bilgimi ve taktiğimi koyarım.Teknolojiyi kullanırım. Görüntülü analizleri futbolcularımla bağlantı kurmak düşüncelerimi anlatabilmek fikirlerimi yansıtmak için kullanırım ve farkındalık yaratırım. 7 sene önce devre arasında bu sistemi uygulatarak Anadolu'dan şampiyon çıkabileceğini göstermiştik. İstatistikler, seyircinin gözüne hoş gelmesi sadece yorumcuya done vermek için kullanılması gereken unsurdur benim için. Eğer siz kendinize format atıp her sene yenilenip gelişemiyorsanız, her maça taktiksel hazırlanamıyorsanız hiç bir zaman başarılı olamazsınız.